Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Fiil (suçluluk döneminden sonra , cezaevinden çıktıktan sonra , vb) dürüst yaşamak
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

go a from school into one's father's business
okuldan dosdoğru babasının işine girmek Fiil
goa
Tibet ceylânı
(Procapra picticaudata). İsim
go a bear
hisse piyasasında fiyat düşmesinden yararlanmak Fiil
go a bull
borsada fiyat yükselmeleri spekülasyonu yapmak Fiil
go a hundred kilometers an hour
saatte yüz kilometre gitmek Fiil
go a hunting
ava çıkmak Fiil
go a long way
go far.
go a long way
(a) çok iş görmek, (para) çok şey satınalmak.
Ten dollars don't go far nowadays. (b) başarılı
olmak, (mesleğinde) ilerlemek.
The boy is clever and will go far (in his job). (c) (ihtiyaca) yetmek, (uzun süre) dayanmak.
Those potatoes won't go far when there are 10 people to feed.
go a long way
(a) uzaklara gitmek, çok ilerlemek.
He will go a long way: Bu adam çok ilerler. (b) büyük bir
etki yapmak, etkisi uzun sürmek, çok işe yaramak.
go a steady trot
tırıs gitmek Fiil
go a step further
bir adım daha ileri gitmek Fiil
go about a good deal
oldukça fazla sık dışarı çıkmak Fiil
go along a street
bir cadde boyunca gitmek Fiil
go around a curve
viraj almak Fiil
go at a crawl
çok ağır ilerlemek Fiil
go at a quicker pace
adımlarını sıklaştırmak Fiil
go at a slow pace
ağır adımlarla yürümek Fiil
have a go at
eleştirmek Fiil
have a go at sth
çalışmak Fiil
have a go at sth
bir şeyle uğraşmak Fiil
receive the go ahead on a project
bir proje için yeşil ışık yakılmak Fiil
under go a loss
zarara uğramak Fiil
a near go
zar zor kurtulma
be a near go
zar zor kurtulmak Fiil
be on a merry go round
sürekli yolda olmak Fiil
enter for a race; go in for a race; take part in a race
yarışa girmek Fiil
go back to a subject
bir konuya geri dönmek Fiil
go behind a decision
bir kararın nedenini aydınlatmak Fiil
go beyond a contract
sözleşmenin kapsamı dışına çıkmak Fiil
go beyond a joke
şakadan çıkmak Fiil
go closely into a matter
bir sorunu dikkatle ele almak Fiil
go down a mine
maden ocağına inmek Fiil
go easy on a subject
(US) bir konuya üstünkörü dokunmak Fiil
go fly a kite
çek arabanı! git kendi işine! çekil oradan! sen kendi işine bak!
go fly a kite!
(argo) Bas git ! Çek arabanı
go for a burton
(a) ortadan kaybolmak, kayıplara karışmak, izi bulunamamak, (b) arızalanmak, çalışmaz halde olmak, (c)
ölmek.
He's gone for a burton: (a) Kayıplara karıştı. (b) Öldü. (c) (uçak) Düştü.
go for a doctor
hekim çağırmaya gitmek Fiil
go for a drive
arabayla gezintiye çıkmak Fiil
go for a moonlight stroll
mehtaba çıkmak Fiil
go for a reference
birine referans için başvurmak Fiil
go for a ride in a car
arabayla gezintiye çıkmak Fiil
go for a stroll
dolaşmaya çıkmak Fiil
go for a trip
yolculuğa çıkmak Fiil
go for a trip round the world
dünya turuna çıkmak Fiil
go for a trot
küçük bir gezintiye çıkmak Fiil
go for a walk
gezintiye çıkmak Fiil
go for a walk
yürüyüşe çıkmak Fiil
go further into a matter
bir konuya yeniden eğilmek Fiil
go further into a question
bir konuyu deşmek Fiil
go further into a question
konuyu deşmek Fiil
go gunning for a burglar
hırsız peşinden silahla koşmak Fiil
go gunning for a burglar
hırsız peşinde silahla koşmak Fiil
go halves in the expense of a carriage
taşıt ücretini yarı yarıya bölüşmek Fiil
go halves in the expenses of a carriage
taşıt ücretini yarıyarıya bölüşmek Fiil
go in a procession
kafile halinde yürümek Fiil
go in for (take up) a profession
bir meslek edinmek Fiil
go in for a competition
rekabete girişmek Fiil
go in search of a missing child
kayıp bir çocuğu aramaya çıkmak Fiil
go into a coma
komaya girmek Fiil, Tıp
go into a decline
sönmek Fiil
go into a fas
bir fiyat üzerinde anlaşmak Fiil
go into a huddle
gizli toplantı yapmak Fiil
go into a huddle with sb
biriyle fısıldaşmak Fiil
go into a matter carefully
incelemek Fiil
go into the merits of a case
bir davanın tutarlı olup olmadığını tartışmak Fiil
go no further into a matter
bir konuyu artık fazla deşmeden bırakmak Fiil
go off at a tangent
birden konu değiştirmek Fiil
go off in a huff
öfkelenip çıkıp gitmek Fiil
go off without a hitch
arızasız geçmek Fiil
go off/over with a bang
büyük başarı sağlamak.
Zeki Müren's latest song has really gone off with a bang over here.
go on a campaing
sefere çıkmak Fiil
go on a cruise
turistik geziye çıkmak Fiil
go on a diet
rejime girmek Fiil
go on a fool's errand
bir yere boşuna gitmek Fiil
go on a hunger strike
açlık grevi yapmak Fiil
go on a journey
seyahate çıkmak Fiil
go on a journey
yolculuğa çıkmak Fiil
go on a lecture tour
bir konferans turnesine çıkmak Fiil
go on a lecture tour
konferans turnesine çıkmak Fiil
go on a message
haber götürmek Fiil
go on a pension
emekliye ayrılmak Fiil
go on a pleasure trip
gezmek Fiil
go on a razzle
gezintiye çıkmak Fiil
go on a spree
âlem yapmak Fiil
go on a trip
seyahate çıkmak Fiil
go on a visit to the seaside
deniz kenarına bir gezintiye gitmek Fiil
go on holiday through a travel agency
bir seyahat acentesinin düzenlediği geziye çıkmak Fiil
Go on, be a devil
Hele bir yap! (Görürsün gününü); Hele bir teşebbüs et (o zaman dünyanın kaç bucak olduğunu anlarsın)!
go out a great deal
sık sık eğlence amacıyla dışarı çıkmak Fiil
go out on a journey
yolculuğa çıkmak Fiil
go out to a ship in distress
tehlike durumundaki bir geminin yardımına koşmak Fiil
go over (through) something with a fine tooth- comb
bir şeyi incelerken ince eleyip sık dokumak Fiil
go over something with a fine tooth comb
ince eleyip sık dokumak Fiil
go over with a fine-toothed comb
fine-tooth comb (2).
go through a course
kurs izlemek Fiil
go through a crisis
buhran döneminden geçmek Fiil
go through a crisis
kriz geçirmek Fiil
go through a difficult period
zor günler geçirmek, zor zamanlar geçirmek, zor bir dönemden geçmek Fiil, Deyim
go through a difficult time
zor günler geçirmek, zor zamanlar geçirmek, zor bir dönemden geçmek Fiil, Deyim
go through a manuscript for typing errors
daktilo hatalarını düzeltmek için bir metni gözden geçirmek Fiil
go through a terrible ordeal
müthiş sıkıntılı anılar yaşamak Fiil
go through a war
savaş görmek Fiil
go to a ball
baloya gitmek Fiil
go to a lot of trouble
eziyet çekmek Fiil
go to a place habitually
eşik aşındırmak Fiil
go to see a man about a dog
tuvalete gitmek Fiil
go to the races and have a flutter
yarışlara girip bahis oynamak Fiil
go to the tailor's for a fitting
terziye provaya gitmek Fiil
go to the tailors to be measured for a suit
ölçüsünü aldırmak için terziye gitmek Fiil
go to work from a hotel room
işe otel odasından gidip gelmek Fiil
go up for a degree
doktora sınavına girmek Fiil
go up into a higher b
sınıf atlamak Fiil
go up into a higher class
sınıf atlamak Fiil
go up with a jump
(borsa) birden fırlayış göstermek Fiil
go with the a
ayak uydurmak Fiil
go with the a
çoğunluğa katılmak Fiil
have a bad go of flue
müthiş bir gribe yakalanmak Fiil
have a go
girişimde bulunmak Fiil
have a go
dene bir
here's a (rum) go!
durum çok tuhaf!
let a ship go down in the wing
gemiyi kaderine bırakmak Fiil
let a thing go hand
bir şeyi ne hali varsa görsün diye bırakmak Fiil
let a y go down the wind
bir gemiyi kaderine bırakmak Fiil
let oneself go on a subject
bir konuyu geniş olarak ele almak Fiil
make a go of
bir şeyi başarıyla sonuçlandırmak Fiil
make a go of
başarıya ulaşma
make a thing go
bir şeyi yürütmek Fiil
to go for a blow
çıkıp hava almak, hava almak için gezinmek.
to go into a rage
ifrit kesilmek Fiil
to go on a fool's errand
emekleri boşa gitmek, beyhude uğraşmak.
to go on a foray
akın/baskın yapmak.
The officer sent a few of his men on a foray, they brought back several prisoners for questioning.
want a hat to go with the dress
giysiye yakışacak bir şapka istemek Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.